Bugün, dünya üzerinde
çeşitli ortaklıklardan yararlanılarak kurulmuş yüzlerce birlik vardır.
Özellikle güçlü devletlerin önderliğinde, toplumlar / devletler arasında ortak
yönler bulunarak bu benzerlikler çerçevesinde yeni bir “birlik”
oluşturma çabalarını görebiliyoruz. Dil,
din, soy veya ülkü ortaklıkları bulunan
devletler, emperyalist politikaların var olduğu şu dönemde birleşerek belli
yönlerde daha güçlü olmak için çabalıyorlar. Düşünün ki adları aynı olan
insanlar bile birbirlerini hiç tanımadıkları hâlde karşılıklı bir “yakınlık”
duyarlar ve belki de kendilerini ortak bir “çatının” altında
görürler. Gözleri renkli olan insanların bile bir ortaklıkları vardır.
Böylesine küçük benzerlikleri bile bir “ortaklık” sayarken,
aralarında “dil, kültür, soy, din...” gibi ortaklıkların bulunduğu
toplumların sahip olduğu değerler çevresinde bir araya gelmesi oldukça
doğaldır.
Dilleri, soyları,
kültürleri ve mezhepleri birbirinden apayrı
olan Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda… gibi devletlerin kurdukları “Avrupa Birliği“, bugün dünya siyasetine yön verebilecek kadar
etkili ve hatta bizi batağa çekmek isteyen siyasetçilerin “göz bebeği”
durumuna gelmiştir. Her gün binlerce insanın ölümüne neden olan ve dünyanın
çeşitli yerlerinde mandalar kurarak “güç odağı” hâline gelen
Amerika Birleşik Devletleri’nin kuruluşunda da “Avrupa Birliği“ne benzer bir ortaklık söz konusudur. Bugün
sefalet içerisinde yaşayan Afrikalılar bile 53 ülkeyi birleştirerek kendi
birliklerini oluşturmuşlardır. Zamanında
Anadolu’daki Türk gücünü kırmak ve Türkleri tarihten silmek isteyen Haçlı
Birlikleri de, “din”
ortaklığında birleşen toplumların somut bir örneğidir.
Yukarıda adı geçen
toplumların neredeyse hiçbiri yokken var olan ve binlerce yıldır dilini ve kültürünü geliştirerek yaşatan biz Türkler ise, dünyanın farklı yerlerine
dağılmış durumdayız.
Kırgız, Kazak, Tatar, Özbek, Azeri, Başkurt, Gagauz, Türkmen, Saka... Türkleri gibi Türk soyundan gelen , bugün
dünyanın farklı bölgelerinde ve değişik etkiler altında yaşamaya çalışıyoruz.
Soydaşlarımızın çoğu, bağımsız veya özerk devletlerde yaşıyorlar. Bu
Türk devletlerinin her birinin kendi
bütçeleri ve siyasi, askeri… güçleri var. Dünyadaki bütün Türk nüfusu,
çoğunlukla bu devletlere dağılmış durumda.
Dünyanın çeşitli
bölgelerine dağılarak farklı düzeylerde güçlerle oluşturulmuş bu kadar çok
Türk devleti varken ve ortada tarih boyunca
imparatorluklar kurup bütün dünyayı dize getirmiş büyük bir ulusun farklı
boylarından 300 milyona yakın insan yaşıyorken, bütün
Türk devletlerinin
ekonomik, siyasi, askeri… anlamda güçlerini
birleştireceği bir birliğin olmaması, gerçekten hepimizi üzüyor. Bu birliği
yalnızca Türkiye Türkleri değil, neredeyse bütün Türkler istiyor. Özellikle Sovyetler döneminde kuzeydeki Türkler, Türklüklerinden uzaklaştırılmaya çalışılmışsa da, bugün çeşitli toplantılarda
Türk ellerinden gelen konuklar hep
Türk birliğini arzuladığını söylemektedirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder